23 Aralık 2011 Cuma

Sözler

Erkek, dişi sorulmaz, muhabbetin dilinde
Hak’ın yarattığı, herşey yerli yerinde
Bizim nazarımızda, kadın erkek farkı yok
Noksanlık, eksiklik senin görüşlerinde 


Hacı Bektaş-ı Veli

21 Aralık 2011 Çarşamba

Londra Bölüm.6 ( London Part 6 )

Akşam otele geri döndük. Resepsiyondaki kızdan check out saatini sorduum saat 12:00 olduğunu bildirdi. Bizim dönüş uçağımız saat 22:30 yani valizleri bırakacak yer lazım ama konuyu sorduğumuz concierge otelde bagaj saklayabilecek yerleri olmadığını söyledi :) olsaydı şaşardım zaten, peki ne yapacağız bagajları dediğimde Paddington tren istasyonunda emanet varmış oraya bırakabilirmişiz. Elimizde bagajlar Paddingtona gidemeyeceğimizden korsan taksi fiyatı sordum, hintli olan arkadaş kaç parça bagajımız olduğunu öğrendi ve 12 pounda gidebileceğimizi söyledi. Neyse artık yapacak bir şey yok çıkalım bir tur gezelim dedik, yakınlarda hediyelik eşya satan yerler var onlara bakmak üzere ayrıldık. Ana cadde üzerinde bir döviz bürosunun önünde levha gördük Paddington 7 pound yazıyor, hadi bir soralım dedik. Orta yaşın üstünde Arap bir vatandaş içeride oturuyor;
Biz.: Kaç para ödeyeceğiz?
Adam: 7 pound
Biz  : Bagajlarımızda var 4 parça
Adam: Olsun 7 pound 2 sini şimdi vereceksiniz, 5'i yarın şoföre
Tamam dedik adam fişi kesti, 2 pound ödedik
Adam: Siz nerelisiniz?
Biz: Türküz, İstanbul'dan
Adam: İngilizce olarak önce benim annem de  Türk diyor sonrasında başlıyor bozuk bir Türkçe ile konuşmaya gözleri doluyor konuşamıyor, çok duygulanıyor. Biz ne olduğunu anlayamadık ama anlayabildiğimiz adamcağızın belki annesi ölmüş, anadilini konuşunca hatırladı üzüldü. Adamcağız Irak Bağdat'lıymış oraya göç etmiş, çok az ingilizce konuşabiliyordu.
Ertesi sabah istediğimiz saatte 11:00 bizim Irak'lının ayarladığı taksi geldi, günaydın günaydın Taksici arkadaşın ismi Milayim kendisi Arnavut'muş. Bana neden Paddington'a gidiyorsunuz, uçağınız kaçta dedi bende uçak 22:30 ama bagajları otelde bırakamadık emanete bırakacağız dedim.
Mülayim : Ben isterseniz sizin için akşam saatine kadar kalması için bizim taksi şirketine sorayım kardeşim, hem taksi ile havaalanına giderseniz 32 pound ödersiniz.
Ben: Çok seviniriz böyle bir iyilik yaparsan dedim, Mülayim şirketi aradı, Arap olan şirket sahipleri kabul etti, götürüp eşyaları bıraktık tabii bu işe çok sevindik. Allah razı olsun, ne varsa bizim coğrafyanın insanında var.
Akşama kadar rahat rahat gezdik, Hyde Park'ın içindeki otomatlardan bisiklet kiraladık, kredi kartı ile  bir yerlerde bir kaç kahve içtik ve saat 18:00 itibarı ile taksiye atladık ve havaalanına ulaştık. Uçak tam satinde kalktı ve güzel ülkemiz bir kez daha sağ salim döndük :)

19 Aralık 2011 Pazartesi

Londra Bölüm.5 ( London Part 5 )

Londra'daki 2. günümüzün gecesinde tekrar Piccadilly meydanında soluğu aldık, saatlerce yürümekten ötürü artık açlık dayanılmaz bir hal almaya başladığından yemek yemeye karar verdik. Pizza yemeye karar verdik ve Soho'ya doğru yürümeye başladık, bir yandan da pizza için yer arıyoruz ama bir kalabalık var ki hiç bir yerde oturacak yer yok. Neyse güzel olabileceğini düşündüğümüz bir yerde uygun bir masa bulduk, masa dediysem iki kişinin ancak oturabileceği bir yer düşünün. Tabakları ve şarabı masaya koyduklarında başkada bir şeye yer kalmıyor. Pizzalar vejeteryan olarak seçilerek sipariş edildi, neyse bir 15 dakika sonra siparişlerimiz geldi. Allahım bu nasıl dandik bir pizzadır, şarap dersen ondan vasat:) neyse verdik 33 pound hesabı sen sağ ben selamet.
sürecek...