28 Mart 2014'den bugüne ülkemizde ve dünyamızda yaşanan olayların pek de iç açıcı olmadığını, ve o tarihteki sözünü ettiğim olumsuz etkilerin halen devam ettiğini ve hatta artarak devam ettiğini söylemek çok da hatalı olmaz.
Sanki çok uzun bir süredir dünyamız ve insanlık, yıkıcı ve olumsuz bir sihir etkisinde. Bu etkilerin bireyleri de olumsuz etkilemesi kaçınılmaz. Savaşlar, sel felaketleri, tsunamiler, nükleer santrallerden sızıntılar aklıma ilk anda gelenler.
Ülkemizde ise son günlerde olanlar yeteri kadar sıkıcı, üzülmemek elde değil. Siyasetteki abuk sabuk ucube işlerin dışında bir de ülkemizin en önemli kurumlarının en yetkin kişileri toplantı yapıyor ses kayıtları internete düşüyor, korkutucu bir durum. Bir vatandaş olarak çok üzüldüm.
Aklıma Lozan konferansında 12 adaları İngiliz istihbaratının telgrafları önceden okuması sonucu teslim ettiğimize dair olay geldi. Kurduğunuz, kurguladığınız veya üzerinde çalıştığınız herhangi bir gizli bilgi sizden önce rakiplerinizin eline geçerse, sizin adınıza normalde olabileceğinden daha kötü sonuçlar doğuracağı beklenir.
Bu tür kötü olaylar insanlığın güzel ve aydınlık bir geleceğe ve barış dolu herkesin güzel yaşayabileceği bir yaşama dair naif umutlarını söndürüyor. Umutlar söndükçe karanlıklar derinleşiyor...
Sevgi dolu güzel günlere olan özlemle..