20 Mayıs 2022 Cuma


Kuş ölür sen uçuşu hatırla.

Füruğ Ferruhzad 5 Ocak 1935 - 13 Şubat 1967, Iranli şair, yazar, oyuncu, yönetmen, ressam.

20. yüzyılda İran'da yetişmiş en önemli şairlerdendir. 

İbrahim Golestan’a

tüm varlığım benim, karanlık bir ayettir

seni, kendinde tekrarlayarak

çiçeklenmenin ve yeşermenin sonsuz seherine götürecek.

ben bu ayette seni ah çektim, ah

ben bu ayette seni

ağaca ve suya ve ateşe aşıladım!

yaşam belki

uzun bir caddedir, her gün filesiyle bir kadının geçtiği,

yaşam belki

bir urgandır, bir adamın daldan kendini astığı,

yaşam belki okuldan dönen bir çocuktur,

yaşam belki, iki sevişme arası rehavetinde yakılan bir sigaradır,

ya da birinin şaşkınca yoldan geçişi,

şapkasını kaldırarak,

başka bir yoldan geçene anlamsız gülümsemeyle ‘günaydın’ diyen.

yaşam belki de o tıkalı andır,

benim bakışımın senin buğulu gözlerinde kendini paramparça yıktığı

ve bir duyumsama var bunda

benim ay ve karanlığın algısıyla birleştireceğim.

yalnızlık boyutlarındaki bir odada,

aşk boyutlarındaki yüreğim,

kendi mutluluğunun sade bahanelerini seyreder,

saksıda çiçeklerin güzelim yok oluşunu

ve senin bahçemize diktiğin fidanı

ve bir pencere boyutlarında öten

kanarya ötüşlerini.

ah..

budur benim payıma düşen,

budur benim payıma düşen,

benim payıma düşen,

bir perde asılmasının benden aldığı gökyüzüdür,

benim payıma düşen, terk edilmiş merdivenlerden inmektir

ve ulaşmaktır bir şeylere çürüyüşte ve gurbette,

benim payıma düşen anılar bahçesinde hüzünlü gezintidir.

Ve 'ellerini seviyorum' diyen sesin hüznünde ölmektir..

ellerimi bahçeye dikiyorum,

yeşereceğim, biliyorum, biliyorum, biliyorum

ve kırlangıçlar mürekkepli parmaklarımın çukurunda

yumurtlayacaklardır..

küpeler takacağım kulaklarıma ikiz iki kızıl kirazdan

ve tırnaklarımı papatya çiçegi yaprağıyla süsleyeceğim.

bir sokak var orada, aynı karışık saçları, ince boyunları ve sıska bacaklarıyla

küçük bir kızın masum gülüşlerini düşünüyorlar

bir gece rüzgarın alıp götürdüğü.

bir sokak var benim yüreğimin

çocukluk mahallesinden çaldığı,

zaman çizgisinde bir oylumun yolculuğu

ve bir oylumla gebe bırakmak zamanın kuru çizgisini

bilinçli bir imgenin oylumu

aynanın konukluğundan dönen.

ve böylecedir,

birisi ölür

ve birisi yaşar.

hiçbir avcı,

çukura dökülen hor bir arkta inci avlamayacaktır.

ben hüzünlü küçük bir periyi biliyorum

okyanusta yaşayan

ve yüreğini tahta bir kavalda

usul usul çalan

küçük hüzünlü bir peri

geceleri bir öpücükle ölen

ve sabahları bir öpücükle yeniden doğacak olan..İbrahim Golestan’a

tüm varlığım benim, karanlık bir ayettir

seni, kendinde tekrarlayarak

çiçeklenmenin ve yeşermenin sonsuz seherine götürecek.

ben bu ayette seni ah çektim, ah

ben bu ayette seni

ağaca ve suya ve ateşe aşıladım!

yaşam belki

uzun bir caddedir, her gün filesiyle bir kadının geçtiği,

yaşam belki

bir urgandır, bir adamın daldan kendini astığı,

yaşam belki okuldan dönen bir çocuktur,

yaşam belki, iki sevişme arası rehavetinde yakılan bir sigaradır,

ya da birinin şaşkınca yoldan geçişi,

şapkasını kaldırarak,

başka bir yoldan geçene anlamsız gülümsemeyle ‘günaydın’ diyen.

yaşam belki de o tıkalı andır,

benim bakışımın senin buğulu gözlerinde kendini paramparça yıktığı

ve bir duyumsama var bunda

benim ay ve karanlığın algısıyla birleştireceğim.

yalnızlık boyutlarındaki bir odada,

aşk boyutlarındaki yüreğim,

kendi mutluluğunun sade bahanelerini seyreder,

saksıda çiçeklerin güzelim yok oluşunu

ve senin bahçemize diktiğin fidanı

ve bir pencere boyutlarında öten

kanarya ötüşlerini.

ah..

budur benim payıma düşen,

budur benim payıma düşen,

benim payıma düşen,

bir perde asılmasının benden aldığı gökyüzüdür,

benim payıma düşen, terk edilmiş merdivenlerden inmektir

ve ulaşmaktır bir şeylere çürüyüşte ve gurbette,

benim payıma düşen anılar bahçesinde hüzünlü gezintidir.

Ve 'ellerini seviyorum' diyen sesin hüznünde ölmektir..

ellerimi bahçeye dikiyorum,

yeşereceğim, biliyorum, biliyorum, biliyorum

ve kırlangıçlar mürekkepli parmaklarımın çukurunda

yumurtlayacaklardır..

küpeler takacağım kulaklarıma ikiz iki kızıl kirazdan

ve tırnaklarımı papatya çiçegi yaprağıyla süsleyeceğim.

bir sokak var orada, aynı karışık saçları, ince boyunları ve sıska bacaklarıyla

küçük bir kızın masum gülüşlerini düşünüyorlar

bir gece rüzgarın alıp götürdüğü.

bir sokak var benim yüreğimin

çocukluk mahallesinden çaldığı,

zaman çizgisinde bir oylumun yolculuğu

ve bir oylumla gebe bırakmak zamanın kuru çizgisini

bilinçli bir imgenin oylumu

aynanın konukluğundan dönen.

ve böylecedir,

birisi ölür

ve birisi yaşar.

hiçbir avcı,

çukura dökülen hor bir arkta inci avlamayacaktır.

ben hüzünlü küçük bir periyi biliyorum

okyanusta yaşayan

ve yüreğini tahta bir kavalda

usul usul çalan

küçük hüzünlü bir peri

geceleri bir öpücükle ölen

ve sabahları bir öpücükle yeniden doğacak olan..

18 Mayıs 2022 Çarşamba

"Yanlış bilgiye dikkat edin çünkü doğru cehaletten daha tehlikelidir"

 George Bernard Shaw

 

1856-1950 yılları arasında yaşamış Nobel ödüllü ünlü İrlandalı yazar

 Çağdaş İngiliz tiyatrosunun kurucusudur. 40’tan fazla tiyatro oyunu var. Bunlardan en bilineni ise 1913’te kaleme aldığı “Pygmalion”. Ve bu oyunla ilgili, ünlü yazarın şöyle bir anısı bilinmekte:

Bernard Shaw, Pygmalion oyununun galası için Churchill’e gönderdiği davetiyeye şu alaycı notu ekler: “Davetiye iki kişiliktir. Bir dostunuzu da getirin -tabii eğer varsa...

Churchill da bunun üzerine, aralarında daima soğuk rüzgarlar esen bu dahi yazara şu notla karşılık verir: “Galaya değil ama ikinci oyuna gelirim -tabii eğer sahnelenirse...

Özlü sözlerinin derlendiği “Gülen Düşünceler” adında bir kitabi vardır.

ü  Hayvanlar benim arkadaşlarımdır ve ben arkadaşlarımı yemem.

ü  Vatanseverlik, özünde -sadece orada doğduğu için- bir ülkenin en iyi ülke olduğuna inanmaktır.

ü  İşleyebileceğiniz en büyük günah, başkasından nefret etmek değil, ona kayıtsız kalmaktır. İnsanlık dışı olmanın özü nefret değil, kayıtsızlıktır.

ü  Paul'un maaşını ödemek için Peter'i soyan bir hükümet, Paul'un desteğini her zaman arkasında hissedecektir.

ü  Yalancının cezası kimsenin kendisine inanmayışı değil, asıl kendisinin kimseye inanmayışıdır.

ü  Dünyada iki çeşit trajedi vardır. Bunlardan biri kalbinizdeki tutkuyu yitirmek, diğeri ise kaybettiğiniz tutkuyu geri kazanmaktır.

ü  Sessizlik, aşağılamanın en mükemmel ifadesidir.

 

 


2 Mayıs 2022 Pazartesi

 28 Mart 2014'den bugüne ülkemizde ve dünyamızda yaşanan olayların pek de iç açıcı olmadığını, ve o tarihteki sözünü ettiğim olumsuz etkilerin halen devam ettiğini ve hatta artarak devam ettiğini söylemek çok da hatalı olmaz. 


O tarihteki kötülüklere ilaveten 2 yılımız Covid 19 felaketi ile mücadele ile geçti. Ülkemizi ağır bir şekilde etkilemekte olan yüksek enflasyon ve beraberinde insanların yaşamında derin bir şekilde hissettiği  refah kaybı, İstanbul genelinde ev fiyatlarındaki anormal artışlar ve bunun bir sonucu olarak bu şehirde yaşayan ev sahibi olmayan insanların geleceğe dair artan endişeleri... 

Ramazan bayramının birinci gününe denk gelen bu günde bir bayram dileği olarak umarım bu olumsuzluklar son bulur ve aydınlık güzel günler gelir.

                                                                28 Mart 2014 Tarihli yazı

Kışın son demlerini tamamladığını ve ilkbaharın uç verdiğini düşündüğüm bu hafif yağmurlu, soğuk olmayan ama ılık günlerde, doğa ile beraber iç dünyamda bir aydınlanma ve canlanma bekliyorum. Tüm ülke insanlarının da benzer beklentiler içerisinde olduğunu tahmin ediyorum. Ancak son günler ve hatta son seneler pek de olumlu beklentiler sunmuyor.

Sanki çok uzun bir süredir dünyamız ve insanlık, yıkıcı ve olumsuz bir sihir etkisinde. Bu etkilerin bireyleri de olumsuz etkilemesi kaçınılmaz. Savaşlar, sel felaketleri, tsunamiler, nükleer santrallerden sızıntılar aklıma ilk anda gelenler.

Ülkemizde ise son günlerde olanlar yeteri kadar sıkıcı, üzülmemek elde değil. Siyasetteki abuk sabuk ucube işlerin dışında bir de ülkemizin en önemli kurumlarının en yetkin kişileri toplantı yapıyor ses kayıtları internete düşüyor, korkutucu bir durum. Bir vatandaş olarak çok üzüldüm.

Aklıma Lozan konferansında 12 adaları İngiliz istihbaratının telgrafları önceden okuması sonucu teslim ettiğimize dair olay geldi. Kurduğunuz, kurguladığınız veya üzerinde çalıştığınız herhangi bir gizli bilgi sizden önce rakiplerinizin eline geçerse, sizin adınıza normalde olabileceğinden daha kötü sonuçlar doğuracağı beklenir.

Bu tür kötü olaylar insanlığın güzel ve aydınlık bir geleceğe ve barış dolu herkesin güzel yaşayabileceği bir yaşama dair naif umutlarını söndürüyor. Umutlar söndükçe karanlıklar derinleşiyor...

Sevgi dolu güzel günlere olan özlemle..

8 Mart 2022 Salı

08 Mart 2022 Halet-i Ruhiye

 İnsanlığın bu dönemine denk düşen nüfusunun son 2 yılı Covid 19 ile heba oldu. Son 2 yılımızı istemsiz bir şekilde kısmen hapis olarak geçirdikten sonra sahneye yeni bir felaket çıktı. Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan savaş tüm insanlığın huzurunu bir kez daha kaçırdı. Sonu nereye varacağı belli olmayan bu savaşın daha büyük ve yaygın bir drama dönüşmeden bitmesini diliyorum. 

Umarım bu kabuslar biter de insanlık bir nefes alır...