14 Aralık 2011 Çarşamba

Londra - Bölüm.3 ( London Part 3 )

1 saatlik bir rötar ile kalkış yaparak uçağımız havalandı. Airbus olduğundan oturma alanımız genişti, ancak dönüşte geldiğimiz Adıyaman isimli uçak tam bir fecaat. Koltukta oturuyorsun ve dizin ön koltuğa değiyor, yemek yemek için açın yok, kollarını hareket ettiremiyorsun. Tamam biraz yer açmaya çalışılır da bu kadarı artık abartı olmuş. THY'ye yakışmamış bence, bu kadar alan kullanımı olurmu? İnsan kendini tabutta gibi hissediyor. 3 kuruş pahalı yaparsın ama insanları rahat ettirirsin.Herneyse bu konuda herhalde bir tedbir alınır, yoksa çok müşteri kaybederler.
Londra Heathrow Havalanına inişimiz güzel bir havada oldu, pasaport işlemlerini kısa sürede tamamlayarak çıktık, eşimi karşılamak için gelen araca binerek yaklaşık 1 saat kadar süren bir seyahatle Northampton'a ulaştık.Ben otele check-in yaptığımda eşim çoktan toplantı için ayrılmıştı, Marriott Hotel'de B&B 115 pound konaklama ödedik ki bu otel için süper bir fiyat. Çok güzel bir otel şehrin yaklaşık 5 km dışında, çevre yolunun yanında çok geniş bir yeşil alanda konuşlanmış. Tek kötü tarafı otelde veya yakınında yapılabilecek hiç bir şey yok. Şehir merkezine inmeniz gerekiyor ve bu da ancak taksi ile mümkün.

Northampton genelde ticaret şirketlerinin merkezlerini kurdukları bir şehir, toplam nüfusu 1 milyon civarındaymış, yakınlarında çok büyük bir askeri üs varmış dolayısı ile Londra'da yaşanılan sosyal olaylar buralarda olmamış. Gerçi bu şehirde bu tür şeyler olsa bile yapanlar hemen tanınabilir. Merkezde bir alışveriş merkezi var hayli büyük, çarşı merkezi gibi bir meydan var.2 gün yalnız takılmak zorunda olduğumdan merkeze inip gezindim, açıkcası 1 ay kadar o şehirde kalsam orada yaşayanların büyük bir kısmını tanırmışım gibi hissettim.
Büyük gün geldi ve saat 15:00 gibi Northampton'dan ayrılarak Londra yoluna düştük, Central Park Hotel'in bulunduğu mevkiye geldiğimizde çok güzel bir yer olduğunu gördük ve sevindik. Bu sevincimiz maalesef resepsiyonda son buldu, resepsiyon yöneticisi olan kadın bize oteli su bastığından ötürü bu otelde kalamayacağımızı, bundan ötürü çok üzgün olduklarını ve bizi "sister" otel olan yine kendilerine ait Ambassodar Hotel'de ağırlayacaklarını ve bize bir iyilik olaraktan orada aynı fiyata oda kahvaltı konaklayacağımızı söyledi. Kadına bizi göndereceği otelin aynı standartta olup olmayacağını sorduğumda, orayı beğenmezseni burayı da beğenmezsiniz dedi. Neyse inandık, taksi ile bizi diğer otele gönderdiler. Otele bir girdik yenileme dolayısı ile tamiratta, ana resepsiyon alanı kapalı, asansör tuhaf bir görüntüde ve 1 asansör var. Kendimizi tanıttık, orada resepsiyonda çalışan kız orta avrupalı filan olsa gerek bize alt katta bir oda gösterdi "deluxe" odaymış. Rezalet yatağın etrafından geçemiyorsun, cam çerçeve dandik, banyo Nuh nebiden kalma, ortalık eski, ben biz burada kalamayız dedim, kızın suratı görmeliydiniz neyse yukarı çıktık, bu bana neden odayı beğenmediğimi sordu bende yerin dibinde bu pis odada kalamam dedim. Bunun üzerine kızımız güya bilgisayardan biraz araştırarak bize 3. katta bir oda göstermeye karar verdi. 3. kata çıktık bu standart olduğunu söylediği oda diğer "deluxe" odaya 5 basar ama eşimde bende gösterilen tutarsız ve saygısız tavırdan rahatsız olduğumuz için bu odada kalmayacağımızı diğer oteli aramalarını söyledik. Kızımız diğer oteli arayıp oradaki gece müdürünü bana verdi, bende parasını kredi kartımdan rezervasyon yaparken ödediğim oda için bana bahane sunduklarını, bana otellerini subastığına dair bir yazı vermelerini, bu şekilde gerekirse 3 katı para ödeyip başka bir otelde kalacağımı ve kendilerinden davacı olacağımı söyledim. Bunun üzerine karşıdaki adam çekinerek bana 1 gece için burada konaklamamızı sonrasında ertesi gün için bizi tekrar geri aldıracağını bildirdi. Ambassodar Hotel'in vardiye amiri de gürültü üzerine yanıma geldi ve diğer otelin overbook olduğunu yani 10 odayı 20 kişiye sattığını bu yüzden bu gece burada klamamızın iyi olacağını, zaten rezervasyon yaparken bu koşulları bizim otomatik olarak kabul ettiğimizi söyledi. Bizde saatin epeyce geç olmasından ötürü bu teklifi kabul edip bir gece konakladık. Sonuçta tartışmayı sürdürmeyi de tercih edebilirdik ama bize bir katkısı olmayacaktı. Bu arada şöyle bir tesbitimiz oldu, biz bu süreci yaşarken diğer otelden bu otele gönderilenler hep uzakdoğulu, eski sovyetler birliğinden ayrılan ülkelerin insanları ve cockney aksanı ile konuşan ingilizlerdi.Demek ki özel bir seçimin pasaportumuzdan dolayı hedefi olmuşuz kanaatine vardım. İngiltere'de böyle bir olay yaşamayı beklemiyordum, açıkcası çok şaşırtıcı oldu. Konu ile ilgili bir metin hazırladım ve İngiliz Turizm otoritelerine göndereceğim. bloğuma da koyacağım, ayrıca tripadvisor.com  'a da yazdım.

Sürecek.....