Strasbourg etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Strasbourg etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Ekim 2022 Pazartesi

1 - 7 Ekim 2022 Gezi notları

01 Ekim 2022

Fransa Strasbourg'da ilk molamızı verdik. Çok güzel bir şehir ve çok turistik, aşırı kalabalık vardı. Nehir kıyısındaki restaurantlardan birinde yemek yedik, kızarmış peynir çok güzeldi, tavsiye ederim. Oteller  aşırı fiyatlı olduğundan oradan ayrılarak Fransa Colmar'a yöneldik. Colmar şehir merkezinde çok tarihi ve değişik mimarideki evleri gördük, şehre 20 km mesafede bir otelde konakladık.

02 Ekim 2022 

Konaklama Lux Business Hotel Luzern (Lucerne) http://www.hotel-lux.ch/en/

İsviçre Basel'e aşırı yağışlı bir günün sabahında vardık, hava sıcaklığı yağmurunda etkisi ile çok düşüktü.
Basel güzel bir şehir ancak merkez turistik olarak çekici değil. Bir müddet gezinerek Zürih'e doğru hareket ettik. Zürih çok güzel ve çok gelişmiş bir şehir. Bir günde gezilebilecek bir yer olmadığından tereddüte düştük ve kalışımızı uzatmayı düşündük ancak otel uygunluğu bulamadığımız için yakınındaki Luzern'e geçtik. 

Luzern'de  bir otelde rezervasyon yaptırdık ve hemen gidip odamızı aldık. Şehre gidişi için otel tarafından bir QR kodlu turist seyahat belgesi verildi. Otobüs ve diğer tüm toplu taşımayı otelde konakladığınız süre boyunca bedava kullanabiliyorsunuz. Luzern'le ilgili aklımda kalacak olan yediğimiz geyik eti yemekleri ve fiyatların pahalılığı olacak. Luzern'de bir günden fazla kalmak gerekir ama seyahat planımıza sadık kalarak ve ertesi gün hava yağışlı olduğundan bu kararımızdan vazgeçip üzgün aslan heykelini ziyaret ettikten sonra yola koyulduk. Eğer Luzern'e giderseniz burayı görmeyi ihmal etmeyin, gerçekten saçma derecede insanı hüzünlendiren bir anıt.





03 Ekim 2022 

Konaklama Hotel Mirage Sure Hotel Collection by Best Western Milan
https://www.hotelmirage-milano.com/  (Kahvaltı Dahil Euro 110.70.- )
Dağlardan muhteşem manzaralı ve çok sert virajlı yollardan geçerek Como gölüne vardık. Como güzel bir göl, yaşlı insanların emklilikte gidip yaşayabilecekleri bir yer. Kısa süreli bir ziyaret sonrası ayrıldık ve Milan'a doğru yola koyulduk. 

Milan gerçekten çok güzel bir yer gerek tarihi binaları ve gerekse moda merkezi olması nedeni ile çok uzun süre kalınılabilecek bir yer. Aşırı kalabalık ve canlı bir şehir. Otele yerleştikten sonra gece saatlerinde tramvay ile ulaştığımız şehir merkezindeki canlılık bizi çok şaşırttı.



04.10.2022

Konaklama : Grand Hotel Arenzano 

Milan'dan öğleden sonra 4 civarında ayrılarak İtalya Cenova'ya doğru harekete geçtik.  Akşam saat 8 csularında Cenova'ya vardık. Amacımız o gece Cenova'da kalmaktı ama şehir merkezi çok kozmopolit ve ürkütücü insan tiplemeleri olduğundan ve otel fiyatlarının anormal pahalı olması ve otellerde yer olmamamasından ötürü Cannes tarafına yola çıktık. Yolda bir kaç otelin olduğu  ve sayfiye yeri tarzı bir lokasyonda durarak oradaki otellerden yer sorduk fakat 3 otelde doluydu. Biraz dinlenmeye ve yemek yemeye karar verdik. Çok güzel deniz mahsulleri servis eden ancak çalışanlarının ingilizce bilmediği bir yerde lokal insanlarla birlikte tipik bir akdeniz akşam yemeği yedik. Bu arada otellerden birindeki çalışanın yönlendirmesi ile yolumuz üzerinde büyük bir sayfiye otelinde oda kahvaltı 90 Euro olan şahane bir otelde odaya yerleştik.




05 Ekim 2022

Konaklama : Best Western Hotel Journel Saint-Laurent du-Var Nice
 https://stlaurent.hoteljournel.com/      Sadece oda Euro 115,50.-

Sabah kahvaltıdan sonra Monaco'ya hareket ettik. Süper dolambaçlı değişik yollardan inerek Monaco şehir merkezinde hayatımda gördüğüm en kötü otoparka arabamızı park ettik. Eğer Monaco'ya araçla giderseniz ve araba kullanmada acemi iseniz kesinlikle otoparka girmeyiniz, aksi takdirde arabanızı bir yerlere mutlaka çarpacağınızı söyleyebilirim. Monaco çok garip bir yer şehir tamamıyla dağdan deniz seviyesine iniş üzerinde kurulmuş, şehir içerisinde asansörler ve yürüyen merdivenlerle deniz seviyesine inebiliyorsunuz. Dünyaca meşhur kumarhanesinin olduğu meydanda bir kaç fotoğraf çekip süper mega yatlarla dolu limanı tepeden izledikten sonra buradan ayrıldık ve Nice'e vardık. Nice'de yat limanında çok güzel ve fakat kazık bir lokantada  çok güzel bir deniz mahsulleri yemeği yedikten sonra otele girdik..


6 Ekim 2022

Konaklama : Best Western Hotel Le Paradou Avignon Sud.
https://www.hotel-paradou.com/     Kahvaltı Dahil Euro 79,80.-

Sabah kahvaltıdan sonra otoyoldan giderek Cannes'a vardık. Cannes da görülebilecek pek bir şey olmadığı için oradan Marsilya'ya yöneldik.
Marsilya çok değişik bir şehir, dünyanın heryerinden göçmenlerle dolu, şehir merkezindeçok büyük bir yat limanı var . Karmaşa ve kargaşa tüm şehirde hakim. Biraz gezip akşam yemeği yedikten sonra uygun bir otel bulamadığımızdan yaklaşık 1 saat mesafedeki Avignon'da bir otel rezervasyonu yaptık ve gece saatleri otelimize yerleştik.

Ertesi gün erken saatlerde kalkıp yakınlardaki bir alışveriş merkezine uğrayıp oradan dönüş yoluna koyulduk. Gece 11:30 gibi evimize vardık.


25 Nisan 2012 Çarşamba

Heidelberg Strasbourg genel değerlendirmeler

Yazı yazmak gerçekten zor bir şey, insan çabucak sıkılabiliyor. Diğer taraftan geziye ilişkin notları sıcağı sıcağına yazmazsanız unutuyorsunuz. Gittiğimiz yer Stuttgart yakınlarındaki Tübingen ilçesine bağlı Rottenburg am Neckar köyü. Neckar köyün içinden geçen ırmağın adı, bu ırmak buradan devamla Hollandaya kadar gidiyormuş. Almanya'da köyler pek bizim ülkemizdeki köylere benzemiyor, açıkcası çok gelişmiş. Her köyün kendi içinde işlerini organize eden bir yönetimi var, bu yönetimler köyü yerleşim alanı, endüstriyel alan ve tarım alanı olarak bölümlere ayırmış ve bu alanların dışında arazi şahsa ait olsa bile hareket özgürlüğü sınırlı. Her köyün yönetimi köylerine yatırım çekebilmek için fabrikalara arazi tahsisinden bir takım vergisel kolaylıklar sübvansiyonlar sağlamaya kadar geniş manevra alanına sahipler.

Köyün içinde ses yok gibi bir durum var ama tahminimce 20000 civarında bir nüfus var, yani orta halli bir anadolu ilçesinden büyük. Her taraf yemyeşil, araçlar kesinlikle korna çalmıyor, sokaklar pırıl pırıl temiz, insanlar kibar, yürüme yolları, bisiklet yolları düzenlenmiş. 15 dakikalık bir yürüyüşle şehirden yeşile çıkabiliyorsunuz. Tarihi doku korunmaya çalışılmış, her ne kadar 2.dünya savaşında her yer yerle bir olsada yeniden bir medeniyet yaratılmış. Almanlar gerçekten çok başarılı bir millet,, süper yaşam alanları yaratmışlar, Avrupa'da bir çok ülkeyi gezdim bana Almanya yaşam kalitesi anlamında çok ötede olduğunu hissettirdi.

Kabataslak bir gezi proğramı yaptığımız için ve fazlada kendimizi sıkıştırmak istemediğimizden gevşek bir zamanlama yaptık. Gezi proğramımızda bir gün Heidelberg için, bir gün Kara Ormanlar, bir gün Strasbourg için düşünmüştük, İsviçre'de planlarda vardı ama maalesef gerçekleştiremedik.
Kara Ormanlar
Kara ormanlar Rottenburg'dan arabayla yaklaşık 2 saatlik mesafede, temiz ve manzaralı bir yol güzergahı üzerinden önce bölgede bulunan cam fabrikasına kısa bir ziyaret yaptık. Cam üretimini halka açık bir şekilde yapıyorlar, çocuklar hem olayı izliyor hemde usulen üfledikleri vazoları hatıra olarak satın alıyorlar. Sonrasında Kara Ormanlar bölgesine ulaştık ve müze tarzındaki alana giriş yaptık. Burası eskiden bu bölgede yaşayan innsanların yaşam alanlarını açık bir müze halinde sergilemek için kurulmuş. Orijinal binalar taşınarak bu alanda toplanmış. Değirmenler, ahırlar, metal işleri yapılan esi atölyeler ... Bu bölge doğal güzellikleri ile görülmeye değer bir yer, olaki giderseniz çok değişik bir bitki çorbaları var mutlaka denemenizi öneririm. Birde meyvelerden yapılmış değişik bir içkileri var. Bir de tabii bölgenin en ünlü ürünü Kara Orman pastası olarak isimlendirilen özel bir pasta, oradaki meyveler kullanılarak yapılıyormuş, deneyin çok güzeldi.



Bir günlüğüne Didem'in kuzenini ziyaret için Heidelberg'e gittik, çok güzel bir şehir ve hoş bir mimariye sahip. Tepede bir kalesi var, yürüyerek çıkıp fünikülerle indik. Yukarıdan panaromik şehir manzarası izleyebilirsiniz. Akşam yemeğini Musti'nin staj yapytığı otelden bir arkadaşının ağbisinin aşçılık yaptığı şehir merkezinden uzak bir yerde yedik. Bayan garsonumuz Türk'tü, bu kadar lokal bir yerde :) Orada garsonun tavsiyesi ile Didem'le birlikte ortak balık çorbası içtik, Didem balık çorbası fikrine önce burun kıvırdı ve ben sadece bir iki kaşık tadarım dedi ama sonrasında yarısını götürdü, bu hayatımızda yediğimiz en güzel balık çorbasıydı.




Diğer bir günde Strasbourg'a gittik, izlediğimiz rota ormanlık alandan ve dağlardan geçerek aşağılara indiği için çok güzel manzaraya sahipti. Aşağıdaki alanda genelde yaşlıların gelip kaplıca tedavisi yaptırdığı bir köy var, adı aklıma gelmiyor.Kaplıca bölgesinde su içmek için çeşmeler yapılmış, biraz suyundan içtim :) Orada bulunan bir otelin kafeteryasında da birer kahve ve yöreye mahsus pastalardan yedik. Pasta konusu Didem'in amcası için çok önemli, her gün mutlaka en az bir kere yemek istiyor.
Strasbourg
Kaplıcalar Bölgesi
Almanya'dan Fransa'ya bir köprü üzerinden geçiyorsunuz ve yaşam dil herşey değişiyor. Strasbourg'a geçer geçmez yaşam karmaşıklaştı diyebilirim, bulduğumuz ilk müsait alana aracımızı park ettik. 2 satlik ödememizi yaptık ve şehir içine daldık. Çok güzel bir yer, turist kaynıyor,insanlar cıvıl cıvıl. Hemen katedralin bulunduğu alana ulaştık, bir kafede nefeslenip oraya mahsus ve meşhur olan tuhaf pırasaya benzeyen bir bitkiden yapılan pastadan yedik. Sonrasında kısa bir katedral turu yaptık ve şöylece katedralin etrafından bir yürüyüşle Doris ve Mustafa ile buluştuk. Hemen biletini önceden aldığımız nehir turu için teknedeki yerimizi aldık. Strasbourg'a giderseniz nehir turunu mutlaka yapmalısınız. Tur yaklaşık bir saat kadar sürüyor, çeşitli dillerde anlatım kulaklıklarda mevcut. Türkçe yoktu :) Her neyse şehrin görülebilecek yerlerini saraylar, müzeler, parklar, okullar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Avrupa Konseyi v.b gördük. üniversitelerde 40 bin öğrenci olduğunu kulaklık rehberden duydum ve böylece kentteki yoğun genç nüfusunun sebebi anlaşılmış oldu. Sonrasında turistik eski şehir gibi görülen bölgeye nehir boyunca yürüyerek ulaştık, şaşılacak bir şey burada da çok Türk var :) Turistik bölgede Doris ve Mustafa tarafından daha önceden bilinen bir restauranta daldık. Fiyatları ve meüleri incelediğimizde en makul sayılabilirdi. Çok güzel bir akşam yemeği yedik, ben yediğim ördekten çok memnun kaldım. Her zamanki gibi az pişmişti ama olsun :) Strasbourg'ta bir gün kesinlikle yeterli değil..Dönüş yolunda biz uyuyarak yolu tamamladık, eve varışımızgece yarısıydı.

Yeğenim Elif'in tavsiyesi ile bir günlüğüne Didem'le ikimiz Stuttgart hayvanat bahçesine gittik. Rottenburg'tan öğlen saatleri gibi trene bindik, Stuttgart'a kadar gidiş geliş €56 ödedik. Bence bir saatlik yol için bayağı pahalı. Stuttgart'ta bileti yanlış aldığımız için şehir merkezinde indik. Neyse oradan tramvaya binip Wilhelma'ya gideceğiz. Wilhelma hayvanat bahçesinin adı. Didem her ne kadar kahvaltıdan kalkalı 1 saat olduysa da acıktı, tren istasyonundan sandwich almaya önerdi bense istemedim, dışarıya çıktık tramvaya yürürken bir dönerci gördük ve daldık. Almanya'da sizin Türk olmanız diğer Türklere garip gelmiyor çok sıradan, o kadar çok Türk var ki..Neyse siparişimizi verdik ve makinalar tarafından kesilen pastırma kıvamındaki dönerimiz yedik. Kasadaki arkadaş Türkiye'den turist olarak geldiğimizi anladığından bize
20 cent indirim yaptı. O kadar enteresan ki, çok zaman Türk'lerde birbiriyle Almanca konuşuyor ve diğerinin Türk olduğunu anlamıyor. O kadar yani..Neyse tramvay istasyonu yemek yediğimiz yerin karşısı, geçtik bilet alacağız ama bilet gişesi yok.Sadece makinelerden alabiliyorsun, İngilizce menü var ama gideceğin yerin numarasını kodla diyor, bizim gideceğimiz yer listede görünmüyor. Ne yapsak ne etsek derken Alman bir adam geldi, ingilizce dedim ki biz Wilhelma'ya gideceğiz arakdaş ingilizce bilmiyor ama almanca tamam gibi bişey dedi ve bizim biletleri aldı :) Hayvanat bahçesine ulaştığımızda saat 13:00 civarıydı galiba, o akşam için Doris bizim onurumuza yemek yapacak ve arkadaşlarını da çağırdı, yani erken dönmeliyiz..Hayvanat bahçesi kişi başı €12.- ama gerçekten aldığı parayı hakettiğini düşünüyorum. Keşke bizde de böyle bir hayvanat bahçesi olsa, dünyanın her tarafından her türlü mahlukatı toplamışlar, neredeyse yok yok, aklıma gelen gelmeyen her türlü hayvan var..Saat 18:00 gibi parktan çıktık ama doyamadım desem yeridir. Türkiye'ye döndüğümde eniştem Berlin'deki hayvanat bahçesinin bunun 5 katı büyüklükte olduğunu söylediğinde kıskançlığımda 5 kat arttı. Giderseniz mutlaka görün derim.

Dönüş yolculuğumuz Pazar günüydü, uçak saati 18:55 almanya saati ile, havaalanına gittiğimizde kontuardaki bayan gidebilirseniz şükredin dedi ve bize 16 euroluk fiş verdi çay kahve içelim diye..Uçağımız rötar üzerine rötar yedi ve saat 23:00'de Stuttgart'tan hareket etti. THY sağolsun yine azizliğini yaptı, çok üzüyorlar beni..Sabaha karşı Türkiye'saatiyle 03:30'da AHL'ye indik sanıım saat 04:30 gibi başımızı yastığımıza koymuştuk..İnsanın evi gibisi yok :)