24 Eylül 2013 Salı

Ne olacak memleketimin hal-i ahvali?

Bugün Hürriyet gazetesinde okuduğum bir haber beni bir kez daha ümitsizliğe boğdu. 17 yaşındaki liseli çocuktan cep telefonunu isteyen diğer 3 çocuk 17/15/15 yaşlarında, cep telefonunu alamadıkları için diğerini bıçaklayarak öldürmüşler.( http://www.hurriyet.com.tr/gundem/24776407.asp )
Nasıl bir akılla böyle bir şey yaptılar, cep telefonunu alsalardı ne yapacaklardı? Nasıl bir sosyo ekonomik altyapıda yetiştiler, hangi filmleri seyrederek bu eylemi gerçekleştirdiler? Bunların ana ve babaları kimler, ne iş yaparlar? Eğitim düzeyleri nedir? Bursa'ya göç ile mi gelmişler? Bu soruların hepsinin cevaplanması ve değerlendirilmesi gerekiyor.
Son günlerde yaşanan bu ve benzeri olaylar, tecavüz olayları, gasp olayları, cinayetler, darp..açıkcası beni ülkemden ve insanlarından soğutuyor. Devletin bu sorunlarla acil olarak ilgilenmesi lazım. Neden bu işlerin son dönemlerde katlanarak arttığının incelenmesi ve gereken tedbirlerin acilen alınması lazım.
Ülke vatandaşlarının hukuka, insanlığa ve diğer kutsal değerlere karşı duyduğu öfke ve saygısızlığın araştırılması lazım, lazım,lazım....... :(

18 Eylül 2013 Çarşamba

Bedaş

Bazı kurumlardan yanıt alınamıyor. Çünkü onlar halktan, insandan, vatandaştan her şeyden üstünler. Bedaş sanırım böyle bir kurum, şimdilik :) Bir gün sanıyorum çok yakında istediğim kurumla çalışabilme şansını yakaladığımızda, onlarda kendilerine çeki düzen vereceklerdir. Dün Digitürk'ten aradılar, size şöyle bir özel teklifimiz var dediler. Ben de sizden gelecek hiç bir teklifi istemiyorum hatta adınızı bile duymak istemiyorum dedim. Neden çünkü geçmişte bir aboneliğim olmuştu ve abonelik sonunda bana iyi davranmamışlardı.

Tüm müşteri odaklı değil de kar odaklı çalışan kapitalist anlayışlı firmalara nacizane önerimdir. Kanımca Türk milleti hassas, alıngan, küsen ve çok pis kin tutan bir millettir. Eğer bu ülkede çalışıp, para kazanmak istiyorsanız vatandaşa iyi davranın, kötü davranırsanız kara listesine girersiniz ve bir kez kara listeye girdiniz mi sizi oradan kimse çıkaramaz. Hele ki alternatifiniz varsa...

4 Eylül 2013 Çarşamba

Bedaş ile ilgili şikayetim


Bedaş ile yaşadığım sorun nedeni ile kendilerine gönderdiğim şikayet mektubum, çözüm ile ilgili herhangi bir dönüş olur ise yine burada paylaşacağım. Kamu zihniyetli kurumların halka yaklaşımını sergilemesi açısından kötü bir örnek.

Sn. Yetkili,

03 Eylül 2013 tarihinde Bedaş Güngören işletme müdürlüğüne gittim, 20 gün kadar önce evimi taşıdığım için ilişik kestirdim ve
tarafıma ödenmesi gereken bir güvence bedeli söz konusuydu 15 gün sonra nakden ödenileceği personeliniz tarafından bildirildi.

Öneri : Ben evimi yeni bir adrese taşıdığıma göre eski güvence bedeli neden Güngören müdürlüğünden Küçükçekmece müdürlüğüne devredilmiyor?
İşin operasyon yükünü vatandaş ve Bedaş çalışanı için azaltır.

Şikayet : Ben işlerimi bırakıp Güngören işletme müdürlüğüne paramı almaya gidiyorum, saat 09:48 itibarı ile bana verilen sıra no ek’te göreceğiniz gibi 114,
Bekleyen kişi sayısı         : 74
İşlem gören numara        : 40
İşbaşı saati                     : 08:30
Çalışan banko sayısı        : 5
Toplam geçen süre          : 1 saat 18 dakika

Bu kadar bekleyemeyeceğim için öğleden sonraya bıraktım,  takdir edilir ki benimde vatandaş olarak çalışıp para kazanmam gerekir ki elektrik idaresine ödemelerimi yapabileyim ve orada çalışan memurlarda maaşlarını alsınlar.

Öğleden sonra gittiğimde saat 13:52 bana verilen sıra numarası 347, bekleyen kişi sayısı 186, takdir edersiniz ki bekleyemedim.

Benim sizden iade edilecek parayı neden hesabıma transfer olarak alamadığımı, neden işimi bırakıp bu tür bir işle uğraşmam gerektiğini bana kendi iş prosedürleriniz içerisinde bildirmeniz durumunda yapılan iş ve işlemlerden memnuniyetsizliğim bir anlamda giderilmiş olacaktır.

Sorunumla ilgili yazılı çözüm önerinizi rica ediyorum.

Saygılarımla,

Ünal KARAGÖZ
0533 370 9642

Samsung son durum

03 Eylül sabahı fatura ve garanti belgesini Samsung yetkili servisine bıraktım. Buzdolabımızı yenisi ile değiştirmeyi kabul ettiler. Bu kadar uğraşmamın sonucunda dava v.b. yollara gitmeden böyle bir sonuç elde edebildiğim için mutluyum. Bu noktadan sonra artık dolabı teslim almamız için süre belirtilmemiş olması dışında bir sorun kalmadı gibi görünüyor.

28 Ağustos 2013 Çarşamba

Samsung servis

Servis geldi ve dolabı inceledi, koku sorunumuzun dışında belirlediğim diğer bir sorunu servisle paylaştım, dolabın buzluk kısmında oluşan kabarmalar söz konusu ve bu kabarmalar sanki plastiği ateşe tabi tuttuğunuzda oluşan cinsten, servisten gelen arkadaşlar videosunu çekerek genel merkeze göndereceklerini söylediler. 27 Ağustos itibarı ile size bir dönüş olacaktır dediler, akşama kadar bekledim ve servis firmasını aradım 10 dakika kadar telefonda bekledikten sonra birisi telefonu açtı, kayıt numaramı bildirdim baktı e ne olacaktı sizin için servis gelmedi mi dedi, bende servis geldi ama kabarmayla ilgili şikayetimi bugün sonuçlandıracaklardı o ne oldu diye aradım dedim. Bekleyin dedi 5 dakika sonra sizin dolabınız için parça sipariş edilmiş gelince sizi arayacağız dediler, Deniz hanım ilgileniyormuş.. Yani ben servisi aramazsam servis beni aramayacak :) Tesadüf aynı gün öğlen saatlerinde Samsung Müşteri hizmetleri beni aradı ve memnuniyet anketi yaptı, müşteri temsilcilerinden memnun muyum gibi bir kaç soru sordular bende memnuniyetimi bildirdim, sonrasında arkadaşlarınıza çevrenize Samsung ürünlerini tavsiye edermisiniz dediler, bende kesinlikle etmem dedim. Samsung şirketinin tüm İstanbul'da sattığı tüm ürünler için ( yani cep telefonu, televizyon, beyaz eşya v.b.) aklınıza ne gelirse hepsi için sadece 8 servisi var... Gümrük ve Ticaret bakanlığı bu tür bir işe nasıl izin vermiş anlamak mümkün değil. Kızcağız teşekkür etti ama şaştı kaldı.
İşin peşindeyim, gelişmeler bu sayfalarda..

Bu arada servis ile ilgili şikayetler için :  T.BakanligiEvrakKabul@gtb.gov.tr  elektronik posta adresini kullanabilirsiniz.





21 Ağustos 2013 Çarşamba

Samsung Buzdolabı arıza ve servis işlerimiz..

Son bir yıl içerisinde Darty Yenibosna'dan aldığım Samsung marka buzdolabı ile ilgili Darty ile çok mücadele etmiştim. Herhalde bu buzdolabında bir gudubetlik var :) Bayramın 1.günü yeni taşındığımız evden Ereğli'ye ailemi ziyaret etmek üzere yola çıktık. Güzel bir yolculuk yaparak ziyaretimiz tamamladık, bayramın 3. günü Cumartesi sabah 8'de Akçakoca'dan yola çıkıp Didem'in kuzenin düğünü için Aksaray'ın Ortaköy ilçesinin Sarıkaraman köyüne öğleden sonra 3 gibi ulaştık. Düğün merasimi süperdi, çok güzel ağırlandık. Düğünün gecesinde saat 23:00 civarında köyden ayrıldık ve konaklamak üzere Kırşehir'e vardık. Öğlen saatlerinde Kırşehir Öğretmenevi'ni arayıp, yer müsaitliği sorduğumuzda herhangi bir sorun yok dilediğiniz saatte gelebilirsiniz demişlerdi ) Ama güzel ülkemin hangi işi doğru ki, yoldan aradığımızda maalesef yerimiz yok dediler. Bizde internetten biraz araştırdık ve 3 yıldızlı Temur Termal adında bir otel bulduk, telefon  açıp fiyat bilgisi aldık. Oda kahvaltı 100 lira, otele vardık odaya çıktığımızda odanın banyosunun milattan önce kaldığını ve aşırı derecede pis olduğunu gördük. Aşağıya resepsiyona indim, banyonun pis olduğunu ve odayı değiştirmek istediğimi söyledim. Yeni bir oda verdiler, verilen yeni odada banyo zemininde başkalarına ait saç kılı yoktu ama yine ortalık rezalet ve sanıyorum banyodaki çöp kutusu yeteri kadar dolmadığından boşaltılmamış. Turizm Bakanlığı neye göre yıldız dağıtıyor bilemedim, il turizm müdürlüğü hiç denetlemiyor mu? Ayıp yahu. Bu otele değil 3 yıldız pansiyon statüsü bile verilmez rezalet, ertesi gün otelden çıkarken resepsiyondaki kişiye bu otel hiç renovasyon görmedi mi dedim, çocuk bana renö ne? dedi.. yani banyoları filan hiç yenilemediniz mi dedim, çocuk niye ki bir sorun mu var dedi? Bende banyodaki alafranga tuvaletin taşı oturduğunda dingildiyor dedim :) O da hemen bakarız abi dedi.. Neyse hiç kimseye Kırşehir iline gidip te Özgül Termal otelde kalın demem ama kalmayın da diyemem :)) keyfiniz bilir.. benim bir daha yolum oraya düşerse ki hiç sanmıyorum, o otele uğramam:)

11 Ağustos Pazar öğleden sonra Sarıkaraman'dan yola düştük ver elini Konya üzerinden Toroslar ve Antalya, gece saat 11 gibi Adrasan'da Kaptan Otel Macit'in yerine vardık. Geçen yıl konakladığımız bungalow bizim için ayrılmıştı. Tertemiz pırıl pırıl. Kırşehir'deki Temur Termal'in yanında Hilton :) Bu vesileyle Temur'un adı Hilton ile yanyana geçti ki, tarihi bir an olsa gerek :)
17 Ağustos Cumartesi gününe kadar çok güzel bir 6 gün geçirdik, yedik içtik yan gelip yattık..Adrasan'ın muhteşem bir denizi var yegane sorunu tüm çiftlerin çocuklu olması, bu ne demek sürekli bir gürültü, mızırdanma, arada dayak yiyen çocuk ağlamaları :)

Efendim sonuçta Cumartesi gece yarısı sabaha karşı 2'de İstanbul'a ve evimize vardık. Adrasan çıkışımız saat 13:30 idi, normal yoldan gitseydik saat en geç 10 gibi İstanbul'da olurduk ancak bu sefer Engin Bey'in daha güzel manzaralı bir yol olduğunu söylediği farklı bir rota tercih ettik, Kumluca oradan Finike ve oradan yayla yollarından Korkuteli sonrasında Afyon.. Yolumuz bayağı uzadı, manzara var mı? Var ama değer mi, bizce değmez :) Oraları da görmüş olduk.

Şimdi konu başlığımıza dönecek olursak :) eve geldik ve yoldan aldığımız şeftali ve üzümü dolaba yerleştirmek üzere Didem dolabı açtı ve dını nın dolapta iğrenç bir koku, ne oldu demeye kalmadı, elektrik kesintisinden kaynaklandığı anlaşıldı, neyse dayanılmaz kokuyu gidermek adına gece gece dolabı boşalttık, malzemelerin hepsini attık. Koku gitmedi tabii, bizde çok yorgun olduğumuzdan ertesi yarın deyip yattık. Ertesi gün öğleden sonra dolabı çalıştırmak mı doğru olur durdurmak mı bilemedik ve çağrı merkezini aradık. 4137702819 numara ile arıza kaydı açıldı. Çağrı merkezinde ki çocuk, bize servisin telefonunu da verdi MTA Elektronik Samsung servisi Bakırköy, neyse pazartesi sabahı servis için kaydımızın alındığını servisi arayıp konfirme ettirdim. Samsung servisin telefonlarını düşürmek zor, sürekli meşgule düşüyor, hattı düşürseniz hattayken beklemeden düşüyorsunuz.Samsung çağrı merkezini de arayıp orayla da sürekli görüşüyorum ki servis akşam işten sonra gelsin, bir gün içinde 20 kere servis şirketini ve en az 4 kez çağrı merkezini aradım, çağrı merkezindeki çocuklar iyi, iş onlara kalsa bitecek ama servis beni bilgilendirmek için bir kez dahi aramadı. En son aradığımda akşam 19:30'a kadar çalıştıklarını ve bana mutlaka gelineceği söylendi ama ne gelen var ne giden :) sinirimiz bozuldu tabii, evde otur saatlerce servis bekle, tenezzül edilip bir arayan olmasın. Ertesi gün yani bugün Samsung çağrı merkezini tekrar aradım ne oldu demek için sonrasında tekrar kayıt aldılar, servise haber verdik filan dediler :) Bu arada bende kendi kendime bu servisin bana gelmesi için ne kadar süre tanımlanmıştır, bu iş bu adamların keyfiyetine mi kalmıştır diye düşünürken, dur bir soruşturayım diyiphttp://www.tuketici.gov.tr/?wapp=genelmudurluk_tr&open=3 bu adresten alo 175 Tüketici Hakları telefonunu buldum, oradan Tuba Hanım ile görüştüm, sorunumu anlattım ve servis hizmetinin bana ne kadar sürede verilmesi gerektiğini yani ben servis kaydı açtırdığımda ne kadar sürede gelmeleri gerektiğini sordum. Kaydı açtıklarında gelmeleri gerekiyormuş, Samsung Genel Merkezi arayın dilerseniz dava açabilirsiniz dedi. Bunun üzerine Samsung Genel Merkezi aradım ve oradan Büşra Hanım ile görüştüm, sorunumu kendisine anlattım. Akabinde 15 dakika geçti geçmedi servis merkezinden Ömer Bey aradı ve konuyla ilgili ilk görüşmeyi yaptık. Bu akşam gelip bakacaklarını söylediler.
Bu tür bir durumda önce karbonatlı suyla dolabı silip sonrasında yanmamış mangal kömürünü kaselere koyup dolaba yerleştiriyormuşsun, 1 hafta bu şekilde boşta çalışıyormuş, sonrasında koku gidiyormuş. Ofisten bir arkadaşımda ekmek koymayı bir diğeri de demlenmiş çayın posasını koymayı önerdi. Du bakem ne olecek?





4 Ağustos 2013 Pazar

Taşınma faaliyetleri son

Yorucu bir sürecin sonuna geldik, tam istediğimiz gibi olmasa da başarılı bir yer değiştirme gerçekleştirdiğimizi düşünüyoruz. Yeni dairemizin önü çok açık, sabahtan akşama kadar güneş içerisinde :) yani aşırı sıcak, klimanın montajını yaptırdık, sanırım sadece salonu serinletebilecek. Bulunduğumuz kat çok yüksek olduğundan camları açtığımızda rüzgar çok oluyor. Birde nasılsa Türkcell ile bağlan hayata bu lokasyonda biraz zayıf, bu biraz problem olacak gibi. Yeni bir ev demek beraberinde bir çok da beklenmeyen maliyet demekmiş, bunu da öğrendik :)

1 Ağustos 2013 Perşembe

Ev taşıma faaliyetleri :)

Didem'im şirketteki arkadaşlarından aldığımız olumlu referanslar üzerine Yunus Nakliyat Mehmet Bey ile kontak kurduk. Ben internette biraz araştırma yapmış ve çeşitli şirketleri arayarak ortalama 700 lira fiyat almıştım.Mehmet Bey ile görüştüğümüzde, gideceğimiz yerin 13. kat olması dolayısıyla fiyatın en az 1200 lira olabileceğini söyledi. Pazarlıklar sonucu 1000 liraya anlaştık :) Böylece taşınmak için öngördüğümüz bütçede aşılmış oldu.. Neyse bugün sabah saat 09:00 da 2 kişi paketleme ve demonte işlemlerine başladılar. Tüm cam eşyaları ayrı ayrı paketleyip kolilere yerleştirdiler. Dolaplardaki giysileri özel kolilere astılar. Hiç bir şeye elimi dokunmadan ev paketlendi, yarında artık sorunsuz bir şekilde kırmadan dökmeden taşınırsak bende tüm tanıdıklarıma referans verebilirim.

30 Temmuz 2013 Salı

Yeni eve taşınma süreci ve elektrik,su ve doğalgaz aboneliklerinin transferi

Önce İSKİ'nin Haznedar'daki ofisine müracaat ettim, açıkcası korktuğum kadar problemli olmadı.1 adet nüfus cüzdanı , Dask ve Tapu fotokopilerini götürdüm mevcut sözleşmemi verdim, yeni yerdeki sayacın resmini çekmiştim bu şekliyle yeni eve aboneliğimi aktardılar.  162 lira güvence bedeli ödedim, 5 yıl önce ödediğim tutarı 1 hafta sonra bana geri ödeyebileceklerini söylediler.
Sonrasında elektrik idaresine gittim, iptal işlemini yaptılar, güvence bedelini 15 gün sonra alabilirsin, yeni abonelik için ilgili bölgeye başvur dediler :) İlgili bölgeye gidip 105 lira daha ödeyerek aboneliğimi başlattım.
İgdaş'ta işler biraz daha kolay oldu eski güvence bedelini yeni yere aktarıyorlarmış, birini iptal edip diğerini başlattılar. Gaz açma randevusu için arayacaklarmış, artık bekleyeceğiz :)
Ev telefonu aktarma işi de çok kolaylaşmış, telefon açıyorsunuz ve istediğiniz yere nakil yapıyorsunuz. Bazı şeyler ne kadar kolaylaştı, şaşırtıcı..
Teledünya aboneliğimizi aktarmak için ise tipik devlet uygulaması ile karşılaştık, abone merkezine gidip nakil müracaatı yapacaksınız dediler, oysa ki hiç bir anlamı yok.

Paraların veznelerden ödenmesi ise tamamıyla saçmalık, bankaya yatırın insanları işlerinden etmeyin dimi ama..

15 Haziran 2013 Cumartesi

Yeni ev alındı

Şiddetli olumsuzluklar ve sert tersliklerle mücadele ederek 14 Haziran Cuma saat 17:00 itibarı ile yeni dairemizin tapusunu elimize alabildik. Mutluyuz..

13 Haziran 2013 Perşembe

Ev satınalma süreci

6 Haziran'da yazdığım yazının üstünden 7 gün geçti, Akbank kredimizi 2 gün önce onayladı ve expertiz belirlendi, expertiz ertesi gün yani dün işlemlerini tamamladı ancak raporu bugüne kaldı. Eğer bugün rapor yetişir ise yarın kredi kullanımını gerçekleştireceğiz. Böylece pazartesi oluşması muhtemel kredi faiz oranı değişikliğinden etkilenmemeyi umuyoruz. Gezi parkında süren olayların ve ülke genelindeki protestoların yarattığı karışık ortamda her türlü olumsuzluğu beklemek gerekir. Bakalım exper bugün raporunu verebilirse yarın alacağımız evraklarla tapuya müracaat edeceğiz. Evi satınalacağımız kişi pilot olduğu için 20 Haziran'a kadar ülkede değil, bu gidişle 21 Haziran cuma günü ancak tapu devrini yapabileceğiz. Ne diyelim Mars etkisi sert :)


6 Haziran 2013 Perşembe

Yeni Ev

Uzun araştırmalar ve zorlayan mars etkisine rağmen istediğimize en yakın evi bulduk, kaporasını dün itibarı ile verdik. Hayırlısı olsun :) Yeni evimiz için kredi işlemlerini Akbank ile başlattık. Konut kredisi için İşbankası, Denizbank, Finansbank, Kuveyttürk ve DD Mortgage ile görüştük sonuçta 0,65 faiz oranı ile Akbank'ta karar kıldık. Bundan sonraki aşama kredi onayını bekleyeceğiz ve sonrasında expertiz raporu alınacak. Expertiz raporu için de 3 gün kadar beklemek gerekiyor, sanıyorum önümüzdeki hafta Cuma günü tapu işlemlerini tamamlamış olacağız.

29 Mayıs 2013 Çarşamba

E5 hız sınırı uygulaması

70 km  hız sınırına uymaya çalışırken direksiyonda uykum geliyor, bari bu sınırı zaten uyan da olmadığına göre 90 km olarak yeniden düzenleseler..

29 Nisan 2013 Pazartesi

E5 karayolu'nda uygulanan 70 km hız limiti

İşe gidişlerimde hergün kullandığım E5 karayolunda uzun bir süredir 70 km hız limiti uygulanıyor. Hız limiti ile ilgili bu kurala uymak adına 70 km'yi geçmemeye çalışıyorum, ancak en son 27 Nisan Cumartesi eşimle birlikte Haliç köprüsü üzerinden Mecidiyeköy istikametine seyrederken başımıza gelen ve genel tutumu yansıtan durum beni ve muhtemelen benim gibi masum, kurallara uymaya çalışan diğer sürücüleri de çok rahatsız ediyordur. Orta şeritten seyrederken arkamdan gelen bir Doblo araç sürücüsü aracımın tamponuna kadar yaklaşıp tüm gücü ile kornaya bastı ve sonrasında büyük bir hiddetle aracının direksiyon hakimiyetini kaybetmek pahasına, ellerini direksiyondan bırakarak bana bağırdı. Bu esnada yol kenarında görev yapan trafik polisi arkadaşlar ne bu durumu gördü, ne de bu adamın aracının motorunu yakma pahasına gazlaması ile ilgilendi. Kameralar ile sürekli çekim yapılan bu bölgede yaşanılan bu hareket ve diğer sürücülerin ben 70 ile gitmeye çalışırken 100 - 140 km bandında seyretmesi mevcut kurallar çerçevesinde bir cezalandırma le sonuçlanması gerekir.
Ben işlenilen bu trafik suçlarının ve hız ihlallerinin cezalandırılmadığını düşünüyorum. Neden böyle düşünüyorum, çünkü eğer ki 343 TL olan hız limitinin %30 aşılması cezası bu trafik magandalarına düzenlense o zaman bu kişilerde trafik kurallarına hassasiyetle uyacaklardır. İstanbul'da gün olmasın ki tuhaf trafik ihlalleri ve bir diğerine sopa, bıçak, taş ve aklınıza gelen bilumum malzemelerle saldıran insan müsveddeleri görmeyeyim. Bir diğerini trafikte öldürenler ise sadece televizyonlardan duyduklarımız. Trafik sorunları ile ilgili acil çözüm bulunmalı, insanların hayvanlığa özenerek onları taklit etmesinin önlenmesi için acil tedbirler alınmalıdır. Bu tedbirleri ilçelerde Belediyeler ve Kaymakamlıklar, il genelinde Valilik ve ülke genelinde Hükümet acilen almalıdır. Bu gidiş gidiş değil! Alınan kararlarında mutlaka en ciddi şekilde uygulanması ve uygulayıcıların takibi gerekmektedir. Bu işlerin düzeltilmesi halkın inisiyatifine bırakılmamalıdır.Çünkü İstanbul'da yaşayanların büyük çoğunluğunda bu kapasite yoktur. 
Sigara yasağı ile ilgili uygulamalar sona ermiş, örneğin Bahçelievler'de ana cadde üzerindeki bütün kafe ve pastahanelerde kapalı alanda sigara içilmesine göz yumulmaktadır. Şikayet mekanizması Türkiye gerçeğine uygun değil, siz birilerini şikayet ederseniz sonuçta ya darp edilirsiniz yahut öldürülürsünüz. Böyle bir durumla karşılaşmayı da kimse istemez. 

12 Nisan 2013 Cuma

Sigorta şirketi 0216 430 15 75

0216 430 15 75 numaralı telefondan ikinci kez telefon aldım, arıyorlar açarsam otomatik pilotta bekletip sonra bir sürü hikaye anlatıyorlar. Dün arayan çocuğa daha önce arandığımı ve bu konuşmaları yaptığımızı ancak sigortaya ihtiyacım olmadığını söyledim, yine de anlatmak istediğini söyledi, aynı şeyleri dinledim. Sonuçta yine sigorta satın almayacağımı bildirdim, kapattık. Kibarlıkla bu tür aramaları sonuna kadar dinlemeye çalışıyorum ama karşımdaki kurumun müşteriye/ potansiyel müşteriye/insana hiç saygısı olmadığını bir kez daha görmek dışında bir kazancım olmuyor. Gerçi bana ne anlatılırsa anlatılsın sonuna kadar pozitif dinleyip yine de satın almayabilirim, lakin can sıkıcı olan bu tür firmaların telefonlara ulaşması ve ısrarla sanki sizden alacaklı gibi sizi aramaları..Nefretten başka bir şey uyandırmıyor, bu tür şirketlerden bundan böyle telefon aldığımda bende telefonu açık bırakıp, sonrasında karşıdaki kişi konuşmaya başladığında yüzüne kapatacağım. Böylece yaptıkları saygısızlıkla ilgili ufak bir telekom faturası ve suratlarına kapatılma cezası vermiş olacağım.

Herkese sabırlar diliyorum ve bu tür sapıkça aramalara son verilmesi için gerekli olan kanuni düzenlemelerin yapılması dileğimi bir kez daha yineliyorum.

Avrupa Birliği Schengen vizesi anketi duyurusu

Takip etmekte olduğum bir blog'da gördüğüm Avrupa Birliği anket çalışmasına katılımınız vizelerin kaldırılması yada kısa süreli vizelerde kolaylık getirilmesi yönünde yardımcı olabilecektir. Lütfen katılınız


http://ec.europa.eu/yourvoice/ipm/forms/dispatch?form=VisaCommittee

23 Mart 2013 Cumartesi

Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı (WFP)



Uluslararası Örgüt Künyesi
Örgütün Amacı:
WFP, doğal afetler, savaşlar veya sivil çatışmalar gibi nedenlerle ani açlığa maruz kalan halk kitlelerine insani amaçlarla gıda yardımı sağlamayı temel amacı olarak belirlemiştir.
Kuruluş Tarihi:
WFP 1961 yılında kurulmuştur.
Merkezi:
Roma – İtalya
WFP İcra Direktörü:
Ertharin Cousin
Üye Ülkeler:
Dünya Gıda Programı (WFP), BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ile BM Genel Kurulu’nun kararları ile kurulmuş olduğundan, anılan iki örgütün üyesi olan ülkeler ile BM’nin diğer uzmanlık kuruluşlarının üyesi olan ülkeler WFP çalışmalarına katılabilmektedirler. Ancak WFP’da oy hakkı olan ülkeler İcra Kurulu’na üye olan 36 ülkedir. Anılan 36 ülke rotasyona tabidir. Ülkemiz hâlihazırda İcra Kurulu’na üye değildir.
Türkiye’nin Üyelik Durumu:
Türkiye, kuruluşundan itibaren WFP ile ilişki içinde olmuştur.
Örgütün Tarihi
Dünya Gıda Programı (WFP), BM Gıda ver Tarım Örgütü (FAO) ve BM Genel Kurulu’nun 1961 yılında kabul ettikleri paralel kararlar ile üç yıllık deneme süresi ile kurulmuştur. Üç yıllık deneme süresinin sonunda, çalışmalarının gerekliliğinin kabul görmesi üzerine, 6 Aralık 1965'te FAO Konferansı’nda ve 20 Aralık 1965'te de BM Genel Kurulu’nda alınan paralel kararlar uyarınca WFP, çok taraflı gıda yardımına ihtiyaç olduğu sürece faaliyet göstermek üzere süresiz olarak kurulmuştur.
WFP, BM Genel Sekreteri ve FAO Genel Direktörü tarafından atanan bir İcra Direktörü ile dört yardımcısı tarafından yönetilir. WFP İcra Direktörü'nün görev süresi 5 yıldır ve bir kez yenilenebilmektedir. WFP İcra Kurulu’nda 36 üye yer almakta olup bu üyeler Kurul’a listeler adına önerilerek ECOSOC ve FAO Konseyi tarafından seçilir. İcra kurulu yılda en az 3 defa toplanmaktadır.
Üye ülkeler kuruluşa yönelik yönlendirme çalışmalarını beş liste altında gerçekleştirirler: D listesinde ülkemizin de yer aldığı “donör” ülkeler yer alırken, genelde yardım alan ülkelerin bulunduğu diğer listelerden A listesinde Asya, B listesinde Afrika, C listesinde Latin Amerika ve E listesinde de Doğu Avrupa ülkeleri yer almaktadır.
Kuruluşun yardım kaynaklarını büyük ölçüde ülkelerin gönüllü katkıları oluşturmaktadır. Ancak son yıllarda WFP’nin özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarından da önemli miktarda katkı sağlamaya çalıştığı gözlemlenmektedir. WFP mevcut durumda 78 ülkede açlıkla mücadele amacıyla programlar yürütmekte olup, anılan ülkelerin tam listesine ve yürütülen programlarla ilgili bilgilere http://www.wfp.org/countries internet adresinden ulaşılabilmektedir.
Türkiye’nin Örgüt’le İlişkileri
Ülkemiz WFP’nin İcra Kurulu (mevcut durumda ülkemiz Kurul’a üye olmayıp, gözlemci statüsündedir) çalışmalarına düzenli katılım sağlamaktadır. Ayrıca, donör ülkeleri kapsayan D listesi grubu üyesi olarak, anılan grubun çalışmaları takip edilmektedir.
Ülkemizin kuruluş bütçesine yaptığı katkının yanı sıra Türkiye’nin stratejik konumu çerçevesinde, gıda maddesi alımı ve taşıma konularındaki kapasitesi de kuruluş açısından önem arzetmektedir. Ülkemizin 2005-2010 yılları arasında kuruluşa yaptığı katkılar aşağıda sunulmuştur. Ülkemiz, 2010 itibariyle donör ülkeler arasında 37. sırada yer almıştır.
Yıllar
2005
2006
2007
2008
2009
2010
Katkı 
(Milyon ABD $)
3,05
1,20
3,05
4,10
2,43
2,00
P4P (Purchase for Progress) programı çerçevesinde gıda alımlarını gelişmekte olan ülkelerden yapmayı amaçlayan WFP, ülkemizden önemli miktarda gıda alımı yapmaktadır. Örneğin WFP 2010 yılında, toplam gıda alımlarının % 3,2’lik kısmına denk gelen 40,5 milyon ABD doları tutarındaki gıda alımını Türkiye’den yapmıştır. Kuruluş alım stratejisi çerçevesinde, tahıl ve bakliyatların yanı sıra, besin değeri yüksek ama taşıma kolaylığı ve maliyeti bakımından hacmi düşük ürünler (enerji bisküvisi gibi) ile çocukların sağlıklı beslenmesini sağlamaya yönelik ürünler üzerinde durmaktadır.
Karşılıklı ilişkiler çerçevesinde, WFP ülkemiz ile çok yıllık bir İşbirliği Anlaşması (mutabakat Zaptı) imzalamayı ve ilişkileri bu çerçevede şekillendirmeyi önermiş olup, anılan anlaşmaya ilişkin değerlendirmeler devam etmektedir.
WFP ile ülkemiz asındaki ilişkileri daha fazla geliştirme potansiyeli bulunmaktadır. Bu çerçevede, gelişmekte olan ülkelere insani yardım çalışmalarında yer alan kamu kuruluşlarımız ile sivil toplum kuruluşlarımız ve uluslararası taşımacılık yapan şirketlerimizin WFP ile işbirliği yapmaları imkân dâhilinde görülmektedir. Aynı şekilde özellikle gıda alanında çalışan kamu veya özel sektör kuruluşlarımızın sosyal sorumluluk projeleri çerçevesinde Birleşmiş Milletlere bağlı olarak faaliyet göstermekte olan WFP’nin bazı çalışmalarına sponsorluk yapmaları söz konusu olabilir.

Yazı orijinali T.C.Dış İşleri Bakanlığının aşağıdaki adresinde yer alıyor,alıntıdır.

8 Mart 2013 Cuma

0850 201 21 10

Bu telefon numarasından arandım, Peygamberimizin kutlu doğum haftası münasebeti ile .... gibi devam ediyordu ki kapattım. Ben bu işi anlamıyorum bu din iman sömürüsü nereye kadar sürecek, ne zamana kadar gerçek iman sahibi saf insanların dolandırılarak dinden soğutulması sessizce izlenecek. Yoksa bu insanlarımızın "aydınlanması " için gerekli sürecin bir aşaması mıdır?
Bu telefon numarasını tanımam, onlarda beni tanımazlar, hangi hakla benim telefonumu mesai saatleri içerisinde arayıp beni taciz ediyorlar? Devletin ilgili kurumları bu konuda vatandaşını nasıl koruyacak, nasıl bir  düzenleme yapılmış veya yapılması planlanıyor. Ben şikayetimi kime bildirmeliyim.
Türk insanına keriz muamelesi ne zaman son bulacak? Cevabı olmayan sorular...

Türk Telekom'dan aldığım internet hizmetini, sürekli arayıp taciz ettikleri için ve iyi hizmet sunamadıklarından iptal ettirdim. Sabit telefonu ise eşimin isteğiyle kapattırmadık. Dün ve önceki gün iki kez aradılar, efendim siz iyi bir müşterimizsiniz ve işte bu telefon hattı sizin hattınız...ee, sizin bu bağlılığınız sonucunda size özel bir teklifimiz var..Sizinde onaylamanız doğrultusunda elimizde bulunan kayıtlı adresinize bir adet avea hattı ücretsiz olarak göndereceğiz. Yani vatandaşa kafalarına göre avea hat satmaya çalışıyorlar, bunu da türk telekom abonesi olduğundan ötürü bir lütuf gibi sunmaya çalışıyorlar. Yazıklar olsun size..Sizin pazarlama anlayışınıza, sizin böyle pazarlama yapmanıza izin veren yetkili kurumlara..

25 Şubat 2013 Pazartesi

Ev alırken nelere dikkat edilmeli

Son bir kaç zamandır ev almak için çeşitli emlak danışmaları ile görüşüyoruz. Emlak danışmanı dediysem ülkemizdeki adı "emlakçı" olarak geçiyo,r ki bu iş tanımı da ülkemizde ki kanunların çeşitli eksiklikleri sonucunda bir nevi sizi kerizlemek isteyen insan durumuna dönüşüyor.
Neden böyle söylüyorum kısaca açaklamak isterim, görmeye gittiğimiz bir çok evde emlakçılar ortak çalışıyor. Aynı bölgede bir evin fiyatını 4 emlakçıdan farklı şekilde duyuyorsunuz, birisi 475 bin derken diğeri 460 - 455 ve 450 diyebiliyor. Burada söz edilen 5 ler beş lira değil 5 bin lira. Ama para sizin olunca onlar için bir anlam ifade etmiyor, sanki siz kazandığınız parayı gayri meşru işlerden kazanmışsınız gibi muameleye tabi tutuluyorsunuz. Paranız değersizleştiriliyor. Ev sahiplerinin evlerini satarken fiyatlandırma konusunda danışmanlığı da yine bu emlakçı arkadaşlar yaptığı için evin normalde edeceği bedel 400 - 420 arası olabilecek iken bu emlakçı arkadaşların gazı ile ev sahibinin satştan beklentisi 450 bin liralar seviyesine çıkarılıyor, Müşteriden tutturulabilen fiyata göre para telep ediliyor, eğer 450 üstüne satılabilirse bu alıcıdan insafsızca tahsil ediliyor beraberinde yine alıcıdan alınan komisyonda cabası. Siz siz olun ev alırken dikkatli olun, alacağınız evin tapu fotokopisini alarak belediye emlak müdürlüğünden durumunu sorgulayın. Depremde hasar olmuş mu, ev üzerinde herhangi bir sorun var mı?

Emlak simsarları ve oto simsarları ile ilişkilerinizde sizlere de sabır ve kolaylıklar diliyorum..

26 Ocak 2013 Cumartesi

Pi'nin yaşamı

Bugün 22:00 matinesine Marmara Forum'da gittik,3 boyutlu ve alt yazılıydı. Süper bir film olduğunu düşünüyorum, görseller harikaydı, konu tatmin edici ve sürükleyiciydi. İzlemeyenlere tavsiye ediyorum. Bu vesile ile de sinema için kişi başı 16 ve gözlük kiralama bedeli adı altında ilave 2 lira alınması bana biraz pahalı geldi, birde üstüne bir küçük pet şişe suya 2 lira almaları da tüy dikti. Demek ki neymiş; işletmecilerimiz ne kadar modernleşsede içinde bir yerde Topkapı otogarında otobüsteki garibanlara önce ikrammış gibi limonata içirip sonrada fahiş şekilde parasını tahsil eden bir kakalak var :)
Ne yapsan öz değişmiyor yani!